Sabah işe giderken, akşam eve dönerken, bayramda, tatilde, ulaşım zorluğu olan her yerde ve dahi "devlet büyüklerinin" tavsiyesiyle belediye otobüslerini kullanıyoruz, kullanmalıyız.

Peki ya Belediyeler bizim için yeterince kaliteli hizmet sunuyor mu? 

Çoğunluğun buna cevabını zaten biliyorum. Ama malumunuz internet bilişim suçları çağındayız, o yüzden isim veya firma yada kurum bilgisi veremiyorum. ama hepimiz genel manada aynı hizmetlerden şikayetçi olduğumuza göre. "Kolonya Cumhuriyeti" ve "Sahil Belediyesi" hakkında yazabilirim sanırım.

Sahil belediyesi, o kadar eski otobüslere oturarak 30 ayakta 70 yolcu alınabilir diye bir tabela asıyor. Sonrası Balık istifi.

kendi arabana bile 5 kişiden fazla bindiğinde ceza yediğin canım ülkede. belediyeye ait araçlarda ne güvenlik, ne hayat standartları ile ilgili bir kural olmamasına şaşırmalımıyız? Yok, yok demedim birşey. Sonra Peker Pekmez gazetelere yazdırır adımı.

Özellikle sabah ve akşam saatlerinde duraktan taşan ve "kardeş payı" dizisindeki sahneyi hatırlatan durakta bekleyen biz "garibanlar" gelen otobüste, bizim hiçbir zaman göremediğimiz ama şöförün ense gözüyle gördüğü o arkadaki "Boş yere" ilerlemeye çalışırken, "sürtünme kuvveti" ile aldığımız biokinetik enerjiler ve yediğimiz küfürleri toplayıp, üzerine de biraz şahsi duygularımızı ekleyip yetkililere iletiyoruz. İletiyoruz ama ulaşıyor mu bilmem. Evren bu konuda bizim isteklerimizi iletmekte biraz isteksiz sanırım.

Asli görevi vatandaşa hizmet olan "kolonya cumhuriyeti belediyeleri" bu şikayetlerimizi duyar mı bilmem. Ama ben söylemeye ve söylenmeye devam edeceğim.

Otobüsler kötü, şöförler berbat, durağa yanaşmak nedir bilmiyorlar, içleri pis. koltuklar kirli, tutamaçlar (bu akşam ölürüm beni kimse tutamaç) yırtık veya kırık.

oh be. içim rahatladı. durmam dahada söylerim...